4 Ocak 2011 Salı

Azatlık Kuşlar

      Azatlık kuşlar varmış eskiden,eskiden kuşlar insana böylesi derin şeyler anlatırmış.Her kuş özgürlükten dem vurur da,azatlık kuşlar başka,onlar esaretten kurtuluşu anlatıyorlar,umut serpiyorlar bedenine sıkışıp kalmış insana.İyilik yapma isteklerini perçinliyorlar.Zaten iyilik yapmak,kendi kafesinden çıkıp havalanmak değil mi?
      Bedelini verir bir kuşu salıverirmişsiniz göklere doğru...Kendi ruhunuzun kanat çırpınışını duyar gibi..Ben mahpussam da ten kafesinde salıverdim birini hissi,iyilik yapma hissi.Birine yemek verme,birine gülümseme,birinin başını okşama hissi gibi....İyilik hissi,geçti,açıldı kapılarınız..Rahatladınız, gününüz değişti başka baktınız gökyüzüne..Eve gidince gülümsediniz eşinize,ya da yaşlı babanıza,ya da çocuklarınıza...Akşam oldu,uçup uçup yorulmuş gibi girdiniz yatağa...

      Uçurduğunuz kuş mu,o da akşam olunca,her akşam alıştırıldığı gibi döndü kafesine ve uykuya daldı aynı hapis kafeste...
      Bazen azatlık kuşlar gibiyim,kim çözse ayaklarımın bağını yine dönüp tıpış tıpış kafesine sıkışan..Bazense uçurduğum kuşlar,öyle çaresizce dönüyorlar biliyorum,onları kurtarmaya çalıştığım yere...